Sayfalar

7 Ağustos 2018 Salı

Yalnızlığı Sevmek Var mıdır? Yoksa Sadece Avuntu mu?

Yalnızlığın dibine vurdum bu gece. Fonda "Yalnızlık Senfonisi" şarkısı eşlik ediyor geceme.
Sorguluyorum, düşünüyorum. Birazda gözlerim pusulu, istemsizce doluyor. Boğazımda koca bir yumru. O toplanan dolunun göklerden boşalırcasına yağamaması sonucu oluşmuş. O da acıtıyor.
Yalnızlığı sevdiğimle ilgili naralar atardım çoğu zaman. Ama bir süre sonra olmuyor be. Çekilmiyor.
Ben asosyal denilebilecek tarzda biriyim. Fazla arkadaşım yoktur. Olanlarla da mesafeler gereği her zaman buluşamıyoruz.
Bu yaz tatili için zaten çok bir ümidim yoktu. Ama bu kadar da kötü geçeceğini düşünmemiştim.
Tüm yazı ev ve bahçe arasında geçirmek zorunda kalınca bazı şeyler tak etti.
Kendimi daha .ok sorguladım.
Neden böylesin?
Neden bu kadar asosyalsin?
Neden dostların yok?
Neden şu koca tatilde tüm gün evdeydin?
Neden bilgisayar en yakın arkadaşın oldu?
Neden 1 tane bile "hadi beraber tatile çıkalım" diyen arkadaşlarım yok?
Neden beni olduğum gibi seven erkek arkadaşım yok?
Neden 26 yıllık ömrümde hiç bir erkek gelipte benden hoşlandığını söylemedi?
Çok mu çirkinim?
Çok mu katlanılmazım?
Neden, neden, neden?!
Çok mutsuz olduğumu hissediyorum. Bu artık katlanması zor bir durumu aldı. Hayatımdan memnun değilim. Depresyon mu bunun adı bilmiyorum. Ama artık dayanamıyorum. Yaşama isteği alındı sanki ruhumdan.
Bedenen dünyadayım ama ruhumun cenazesi çokta kılınmış.
Ve bunları paylaşabileceğim tek bir kişi bile olmadığı için buraya geldim.
Yalnızlık çekilmiyor benim için artık. Birilerine ihtiyacım var. Bir kurtarıcıya. Aslında var, Allah, dua. Ama bazen şu sevemediğim dünyada da samimi birilerine ihtiyacım var.
Neyse yinede yazmak ve bunları yazarken o doluların yağması beni biraz olsun rahatlattı.
Değiştirmem gereken şeyler var. Kendim, düşüncelerim, davranışlarım belki de.